Humerus Fraktürü (Kırıkları)
Humerus Fraktürü (Kırıkları)
Humerus, üst ekstremitenin en uzun kemiği olup, kolun üst kısmında, omuzdan dirseğe kadar olan bölümü kapsar. Humerus kırıkları, sıklıkla travmalar sonucu meydana gelir ve genellikle trafik kazaları, düşmeler, spor yaralanmaları veya osteoporoz gibi durumlarla ilişkilidir. Humerus kırıkları, anatomik olarak karmaşık olabilir ve tedavi, kırığın yerine, türüne ve hastanın yaşına bağlı olarak değişir.
Humerus Fraktürlerinin Sınıflandırılması
Humerus kırıkları, çeşitli kriterlere göre sınıflandırılabilir. En yaygın sınıflandırma, anatomik yerleşim ve kırığın türüne dayalıdır. Bu tür kırıklar genellikle şu şekillerde sınıflandırılır:
1. Proksimal Humerus Fraktürü (Kırıkları) : Proksimal humerus, omuz eklemiyle yakın bölgedeki humerus kısmını ifade eder. Bu tür kırıklar genellikle yaşlılarda osteoporoz nedeniyle daha yaygındır. Ayrıca yüksek enerjili travmalar da proksimal humerus kırıklarına yol açabilir.
* Neer Sınıflandırması: Proksimal humerus kırıkları için yaygın kullanılan bir sınıflandırma sistemidir. Kırık, humerus başı, büyük tuberosite, küçük tuberosite ve humerus şaftının ayrılmasına göre 4 parçaya ayrılabilir.
Tip 1 : Ayrılmamış kırık (non-displaced).
Tip 2 : Ayrılmış kırık (displaced) ancak tek parça.
Tip 3 : Üç parça kırık (humerus başı, büyük ve küçük tuberosite).
Tip 4 : Dört parça kırık (humerus başı, büyük ve küçük tuberosite, şaft).
2. Diaphizal Humerus Fraktürleri : Humerus şaftındaki kırıklar, genellikle travmatik olaylar (örneğin trafik kazaları) sonucu meydana gelir. Bu tür kırıklar, bölgedeki büyük damarların ve sinirlerin zarar görme riski taşıdığı için klinik olarak önemlidir. Ayrıca, şiddetli travma ve yüksek enerjili etkiler, kırığın kaynağı olabilir.
3. Distal Humerus Fraktürleri : Distal humerus kırıkları, dirsek eklemine yakın bölgedeki kırıkları ifade eder. Bu tür kırıklar, genellikle genç bireylerde yüksek enerjili travmalar (örneğin düşmeler veya trafik kazaları) sonucu meydana gelir. Ayrıca, bu kırıklar, dirsek eklemi fonksiyonunu doğrudan etkileyebilir.
Humerus Fraktürlerinin Sebepleri
Humerus kırıkları genellikle travmalar sonucu meydana gelir, ancak bazı hastalıklar ve yaşa bağlı durumlar da kırık riskini artırabilir.
1. Travmatik Sebepler : Trafik kazaları, yüksekten düşmeler veya spor yaralanmaları gibi olaylar genellikle humerus kırıklarına yol açar. Bu tür yaralanmalarda kemik, büyük bir kuvvetin etkisi altında kalır ve kırılabilir. Yaşlı bireylerde sıklıkla görülen bir durumdur. Osteoporoz nedeniyle kemik yoğunluğu azalır, bu da kırık riskini artırır. Yaşlılarda, özellikle omuz eklemine yapılan düşmelerde, proksimal humerus kırıkları yaygındır.
2. Osteoporoz ve Yaşlanma : Osteoporoz, kemiklerin zayıflaması ve kırılmaya yatkın hale gelmesidir. Yaşlı bireylerde özellikle proksimal humerus ve distal humerus kırıkları görülür. Kadınlar, menopoz sonrası östrojen seviyesinin azalması nedeniyle osteoporoz açısından daha yüksek risk altındadır.
3. Metabolik ve Enfeksiyon Hastalıkları : Humerus kırıkları, bazı metabolik hastalıklar veya enfeksiyonlar sonucu da görülebilir. Örneğin, kanser tedavisi (özellikle kemoterapi) kemiklerin zayıflamasına neden olabilir. Ayrıca, bazı enfeksiyonlar (osteomiyelit) kemik yapısını zayıflatarak kırıklara neden olabilir.
Klinik Bulgular ve Tanı
Humerus kırıklarında, hastalar genellikle ağrı, şişlik, morarma ve fonksiyon kaybı bildirirler. Kırık olan bölgeye baskı yapılması, ağrıyı artırabilir ve bu da genellikle kırığın varlığını gösterir.
A. Palpasyon: Kırığın yeri genellikle şişlik ve hassasiyet ile belirlenebilir. Proksimal humerus kırıkları, omuzda hareket kısıtlılığına yol açabilirken, distal humerus kırıkları, dirsek eklemi çevresinde hassasiyet ve deformiteye neden olabilir.
B. Hareketlilik Testleri: Bu testler, kırık bölgesinde fonksiyon kaybını ve kırığın şiddetini değerlendirmek için yapılır.
C. Röntgen: Humerus kırıklarını tanımlamak için ilk tercih edilen yöntemdir. X-ray, kırığın tipi ve yerleşimi hakkında bilgi verir.
D. Bilgisayarlı Tomografi (BT): Özellikle kompleks kırıklar ve yer değiştirmeler için kullanılabilir.
E. Manyetik Rezonans Görüntüleme (MRG): Yumuşak doku yaralanmalarını ve eklem içindeki travmaları değerlendirmek için kullanılır.
Humerus Fraktürlerinin Tedavisi
1. Konservatif Tedavi : Konservatif tedavi genellikle yer değiştirmemiş, stabil kırıklarda tercih edilir. Bu tedavi, alçı veya atel uygulamasını içerebilir. Tedavi süresi genellikle 6-8 hafta arasında değişir.
A. Alçı Uygulaması: Humerus şaftı kırıklarında, alçı tedavisi yaygın olarak kullanılır. Alçı, kemiklerin doğru hizalanmasını sağlar ve iyileşme sürecinde kemiklerin bir arada kalmasını sağlar.
B. Fiziksel Terapi: İyileşme sürecinde fiziksel terapi, eklem hareketliliğini ve kas gücünü yeniden kazandırmak için önemlidir.
2. Cerrahi Tedavi : Cerrahi tedavi, kırığın yer değiştirmesi durumunda veya eklem fonksiyonunu etkileyecek ciddi kırıklarda gerekli olabilir. Ayrıca, kırığın parçalı olduğu durumlarda da cerrahi müdahale gerekebilir.
A. Plak ve Vida Uygulaması: Kırık parçaların stabilize edilmesi için plak ve vida yerleştirilmesi yaygın bir cerrahi yöntemdir.
B. Tromboliz ve Artroplasti: Omuz eklemi ile ilgili daha karmaşık kırıklarda, eklem fonksiyonunu yeniden sağlamak için artroplasti gerekebilir.
Komplikasyonlar
1. Sinir ve Damar Zararları: Humerus şaftındaki kırıklar, radial sinir gibi önemli sinirlere zarar verebilir. Ayrıca, humerus kırıkları, brakiyal pleksus gibi damar yapılarına da zarar verebilir.
2. Enfeksiyon: Cerrahi müdahalede enfeksiyon riski her zaman vardır.
3. Birleşme Sorunları: Kırıkların doğru şekilde kaynamaması, iyileşme sürecini uzatabilir ve eklemde kalıcı deformitelere yol açabilir.
Humerus Kırıklarında Fizyoterapi ve Rehabilitasyon
Fizyoterapi ve rehabilitasyonun temel amacı, hastanın ağrısını azaltmak, kas gücünü artırmak, eklem hareketliliğini geri kazandırmak, fonksiyonel bağımsızlık sağlamak ve tekrar kırık veya yaralanma riskini azaltmaktır. Ayrıca, rehabilitasyon süreci, hastanın psikolojik iyileşmesine de katkıda bulunabilir.
1. Erken Dönem Rehabilitasyonu
A. Buz uygulamaları: Şişlik ve ağrıyı azaltmaya yardımcı olmak için düzenli olarak uygulanır. Buz, kan akışını yavaşlatır ve iltihaplanmayı engeller.
B. Yüksek pozisyon: Omuz bölgesindeki şişlikleri azaltmak için kolların yukarıda tutulması tavsiye edilebilir.
Kritik Not : Kırık iyileşmeye başladıktan sonra, pasif hareketler ve kısıtlı aktif hareketler için çalışmaya başlanabilir
C. Pasif Aralık Hareket Egzersizleri: Fizyoterapist tarafından eklem hareketliliği artırılmaya başlanır. Bu, hastanın kemik iyileşmesine zarar vermeden hareket kabiliyetini artırmak için önemlidir.
D. Ağrıyı yönetme teknikleri: Sıcak ve soğuk tedaviler, elektroterapi (TENS) ve manuel terapi ile ağrı yönetimi yapılır.
2. Orta Dönem Rehabilitasyonu (Fonksiyonel Hareketlerin Kazandırılmas)
A. Aktif Egzersizler: Pasif hareketlerin ardından, hastaya aktif egzersizler (kendiliğinden yapılan hareketler) önerilir. Bu, kasların güçlenmesine yardımcı olur ve eklem hareketliliği sağlanır. Örneğin, omuz abduksiyonu, omuz fleksiyonu gibi hareketlerle omuzun aktif olarak hareket etmesi sağlanabilir.
B. Eklem Mobilizasyonu: Omuz eklemi gibi büyük eklemlerin mobilizasyonu, ağrıyı azaltabilir ve eklemdeki sertliği gidererek normal hareket aralığının sağlanmasına yardımcı olabilir.
Orta dönemde, hastanın kırık bölgesindeki kemiğin iyileşmesi büyük ölçüde tamamlanmıştır, bu nedenle daha yoğun güç ve fonksiyonel egzersizler başlanabilir.
C. İzometrik Egzersizler: Kas güçsüzlüğünü gidermek amacıyla, başlangıçta izometrik (hareketsiz) egzersizler yapılabilir. Bu egzersizler kasları çalıştırırken ekleme yük bindirmez.
D. Direnç Egzersizleri: El ağırlıkları, direnç bantları veya makinalar kullanarak kas gücünü arttırmaya yönelik egzersizler yapılabilir. Bu, özellikle humerus kırığı sonrası omuz ve kol kaslarını güçlendirmeye yönelik olur.
E. Postüral Düzeltme ve Stabilizasyon: Omuz ekleminin stabilizasyonunu sağlamak amacıyla postüral egzersizler uygulanır. Örneğin, scapular stabilizasyon çalışmaları, omuz kaslarını güçlendirir ve sakatlanma riskini azaltır.
3. İleri Dönem Rehabilitasyonu
Kırık iyileştikten sonra, rehabilitasyonun amacı daha fonksiyonel ve günlük aktiviteleri mümkün kılmaktır. Bu aşamada, hastanın normal yaşantısına dönmesi için gereken fonksiyonel beceriler üzerine çalışılır.
A. Koordinasyon ve Denge Çalışmaları : Omuz ve kol kaslarının koordinasyonu arttırılarak, hareketlerin düzgün ve doğal bir şekilde yapılması sağlanır. Bu çalışmalar, hastanın günlük yaşam aktivitelerini rahatlıkla yerine getirebilmesi için önemlidir.
B. Dinamik Egzersizler: Bu dönemde, hastaya daha dinamik ve gerçek hayatta karşılaşacağı durumlara benzer egzersizler yaptırılabilir. Örneğin, ağırlık taşıma, elleriyle nesneleri kaldırma veya itme gibi işlevsel hareketler üzerine çalışılır.
C. Dayanıklılık Eğitimi : Kırık sonrası iyileşen kaslar için dayanıklılık çalışmaları yapılabilir. Bu, hastanın daha uzun süreli fiziksel aktivitelerde yer alabilmesini sağlar.
Diğer Önemli Fizyoterapi Yöntemleri
A. Manuel Terapi : Manuel terapi, ağrı yönetimi ve eklem hareketliliği için kullanılır. Terapist, omuz eklemini hareket ettirerek, eklemdeki sertlikleri azaltır ve eklem kapsülünü gevşetir. Bu, özellikle omuzdaki kas spazmlarını ve sertliği azaltmak için yararlıdır.
B. Elektroterapi : Elektroterapi, ağrıyı yönetmek ve kasları uyararak iyileşme sürecini hızlandırmak için kullanılır. TENS (Transkutanöz Elektriksel Sinir Stimülasyonu), ağrı yönetimi için yaygın olarak kullanılır. Ayrıca, ultrason terapi de iyileşme sürecine yardımcı olabilir.
C. Isı ve Soğuk Uygulamaları : Soğuk tedavi (buz uygulamaları), ilk dönemde şişlik ve ağrıyı yönetmek için kullanılırken, sıcak tedavi (sıcak kompres), kas spazmlarını ve sertliği gidermeye yardımcı olabilir.
Sonuç
Humerus kırığı sonrası fizyoterapi ve rehabilitasyon, hastaların eski aktivitelerine dönmesini sağlamak ve yaşam kalitelerini iyileştirmek için oldukça önemlidir. Rehabilitasyon süreci, ağrının kontrolünden fonksiyonel iyileşmeye kadar geniş bir yelpazeyi kapsar ve hastaların bireysel ihtiyaçlarına göre özelleştirilmelidir. Erken dönemde başlanan uygun tedavi ve egzersizlerle, hastaların tedavi süreci hızlanır ve daha başarılı sonuçlar elde edilir.
Kaynak
1. Neer, C. S. (1970). Displaced Proximal Humeral Fractures. I. Classification and Evaluation. The Journal of Bone and Joint Surgery.
2. Rowe, C. R. (1965). Fractures of the Humerus: A Review of 428 Cases. Journal of Bone and Joint Surgery.
3. Pillai, A., & Gandhi, R. (2012). Proximal Humerus Fractures: A Review of Current Concepts. Orthopaedic Clinics of North America.
4. Katz, J. N., & Losina, E. (2013). Management of Humerus Fractures. Current Orthopaedic Practice.
5. Skeppholm, M., & Törnkvist, H. (2014). Outcome after Proximal Humerus Fractures in Elderly: A Review of Rehabilitation Protocols. European Spine Journal.
6. Sullivan, P. E., & Dixon, R. L. (2010). Orthotic and Rehabilitation Management of Humeral Fractures. Physical Therapy Reviews.
7. Jee, M. K., & Hwang, K. (2011). Physical Therapy for Fractures of the Upper Extremity. Journal of Rehabilitation Research and Development.
8. Olsen, A. S., & O’Toole, R. V. (2013). Fractures of the Humerus: Advances in Rehabilitation. Orthopaedic Clinics of North America.
9. Khan, M. A., & Aslam, A. (2016). Conservative Management of Proximal Humerus Fractures. British Journal of Pain Management.
10. Gandhi, R., & Liew, J. (2015). The Role of Rehabilitation in Proximal Humerus Fractures: A Systematic Review. Clinical Orthopaedics and Related Research.